TARİHİ YERLER


GAVUR FIRINI 

            İlçe merkezinin kurulu bulundu dağ eteğinin doğu tarafında sıra sıra devam eden dağ yükseltilerinin güneydeki uzantısıdır.Sıra yükseltilerinden geniş bir ayrık ile ayrılmış olup yükseltinin ortasından daire şeklinde oyularak derinliği bu güne kadar ölçülmediği söylenen bir kuyu şeklindedir.

               Dağın diplerine doğru inen kuyuya bu güne kadar bir çok inme deneme girişimine rağmen gittikçe genişleyen bir çapa rağmen, tam dibe inme girişimini  kimsenin başaramadığı söylenmektedir. Kuyunun yörede Gavur Fırını olarak anılması bir çok söylentiye ve rivayete neden olmuştur.

              Eğer macera ruhlu iseniz ve rivayetlere pek inanan biri değilseniz Gavur Fırını tam size göre, İlçemizi ziyaretinizde Gavur Fırınını mutlaka görün...


Hz. Sin ve Hz.Seydoş Türbesi 

              Hazreti Sin ve Hazreti Seydoş İslamiyeti yaymak amacıyla bölgeye gelen ve bu bölgede yaptıkları savaş sonucun da şehit olduğu sanılan iki kardeştir. Hz. Seydoş'un mezarı Derinsu köyünde bulunmakta ve bu tarihi mezarlık zaman içinde mezar hırsızlarınından dolayı harap olmuş durumdadır. 

                 Mezarların mimari yapısı oldukça dikkat çekicidir. Bu çekicilik nedeniyle altın ve değerli eşyaların olduğu sanılarak tarihinin eskilere dayandığı bilinen fakat yeterli bilgiye sahip olmadığımız türbelerden bu güne kadar bir kaçı dayanabilmiştir.
                 Hz. Sin türbesinin bulunduğu yerdeki membanın akıcılığı ilginçtir. Bazen hiç kurumayacak gibi akan memba, bazı zamanlarda ise sanki hiç su akmamış bir kaynak görünümü vermektedir. Kız kardeşleri olarak bilinen Zîne'nin türbeside Hz. Sin türbesinin yaklaşık 700 metre kuzeydoğusudadır.
                 Çevre il ve ilçelerden oldukça ziyaretçi akınına uğrayan türbeler görülmeye değer bir yerdir.
                 Hz.Sin ve Seydoş türbeleri tavsiye edebileceğimiz görülmeye değer yerlerdendir.


BABA ÖMER TÜRBESİ  ve MEMBASI


    Ballı , Alagöz   ve Dumluca Köyleri arasında bulunan yatır ve iki ayrı yerden yüzeye çıkarak doğa ile kucaklaşan su kaynakları ile bölge insanın gönlünde ayrı bir yeri vardır. Bu su kaynakları yörede"Baumbar" olarak bilinir. Kaynakların etrafı söğüt ağaçları ile çevrili olup, piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Buradan çıkan su ile Ballı, Beşkavak ve Dumanlı köylerindeki bahçe ve tarlalar sulanmaktadır. Bu piknik alanının bulunduğu yerde Babaömer adlı İslam ordularının  sancaktarı olduğu sanılmaktadır. Babaömer'in mezarının olduğu çevrili alanın tavanının bir çok kere inşa edilmesine rağmen bilinmeyen bir nedenle çöktüğü söylenmektedir.

    Kaynaklara ismini veren yatırda gömülü bulunan kişinin Rebet Kalesini kuşatan ve bu kuşatma sırasında yatırın bulunduğu yerde şehit olan İslam Ordularının sancaktarı olduğu sanılmaktadır.

Nasıl Gidilir: Birçok güzergahtan gidilmesine rağmen en fazla tercih edilen yol, araba ile Derik'e 13 Km mesafede bulunan Alagöz Köyü'ne, Köyden de yaklaşık 1,5 km güneybatı yönünde bulunan piknik ve ziyaret alanına gidilerek ulaşılır.

     *   Eğer içinizden ailenizle veya arkadaşlarınızla piknik yapmak geliyorsa Babaömer tarcih edeceğiniz yerler arasında olmalıdır.


BURÇ KALESİ
            Tarihi eskiye dayanmasına rağmen bugün için elimizde yeterli bir bilgi mevcut değildir. Ancak tarihi eserlere meraklı olanlar için bizim tavsiyemiz mutlaka listenize alın.
  İlçemize gelecek araştırmacıların mutlaka görmesi gereken yerlerden biride Burç Kales


RABAT KALESİ 

               Derik İlçesinin 15 Km batısında ve Hisaraltı Köyü sınırları içindedir. Köyün kuzeyinde dar bir vadinin doğusunda 150 metre kadar yükseklikte bir tepenin üst düzlüğünde kurulmuştur. Sert kalkerli bir tepenin üzerinde kurulan Rabat Kalesi, Artuklu devrinin en büyük eserlerinden biridir.

                 Kalenin 1500 M çevresi, 15 burcu ve dört köşesinde dört gözetleme kulesi vardır. Burçların yüksekliği 15, surların yüksekliği ise 10 metredir. Bazı yerlerde surların yüksekliği 20 metreyi bulur. Kalenin doğuda ve batıda iki kapısı bulunmaktadır. Bu kapılardan kale içine girildiğinde , iç kalenin iki müdafaa duvarı ile tahkim edilmiş olduğu görülür. Bu üç müdafaa duvarları iç içe kapı ile birbiriyle irtibatlıdır. Kalenin üstü dümdüz bir alan görünümündedir. Binalar yer altında inşaa edilerek üstü toprak ile örtülmüştür. Düzlük yerlerde stun başları ve aslan kabartmaları görülmüştür. Yer altındaki saray kalıntıları, erzak ambarları, su sarnıçları ve bina kalıntıları bugune kadar sağlam kalmıştır.

                 Nasıl Gidilir: Araba ile Derik'e 14 Km batısında  bulunan Hisaraltı Köyü'ne, Köyden de yaklaşık bir km  kuzeye doğru yürüyerek kale ve şehir harabelerine ulaşılır.

                 Kale ve vadideki şehir kalıntısı muteşem görüntüsü ile adete davetkar bir misafir perver evsahibi görüntüsünde olup, kesinlikle görülmeye değer bir tarihi mirastır.


DERAMETİNAN KALESİ

           Yakın dönemlere kadar Derik ilçe sınırlarında iken, kalenin bulunduğu Gümüşyuva köyü  daha sonra Mazıdağı ilçesine bağlamıştır. Derametinan kalesi Derik'in 20 Km kuzey batısında Gümüşyuva köyünde bulunmaktadır.

              Kale Bizanslılar devrinde 150 metre yüksekliğinde bir tepenin üst düzlüğünde kervan yoluna hakim bir noktada yapılmıştır. 8 burçlu gözetleme kulesi mevcuttur. Kuzeye açılan tek kapısı mevcut olup bu kapıdan genişçe kale meydanına varılır. Kalenin içinde su sarnıçları, erzak ambarları ve ev kalıntıları bulunmaktadır. Bugün harap bir şekilde olan kalenin gözetleme kulesi 20, burçlar 15, surlar ise 10 metre yüksekliğindedir.

              Eskiden kalenin bulunduğu bölgede altın ve gümüş çıkarıldığı, bu günlere kadar uzanan rivayetlerde söylenmektedir.

              Araştırmacıların, tarihi merak edenlerin mutlaka görmesi gereken bir yerdir Derametinan Kalesi

KANCO ŞATOSU

              Derik ilçesinin güney batısında 30 km uzağındadır. Kasr avrupalıların şato, Türklerin konak dedikleri biçimde müstahkem tarzdaki yapılardır. Eskiden asayiş temini zordu ve derebeyliklerin birbirlerine karşı husumetleri de vardı.Sık sık birbirlerinin topraklarına saldırır çatışmalar yaparlardı. Onun için bu kasırlar bir küçük kale gibi çok müstahkem inşa edilirlerdi.Bu tip kasırlar Urfa ve Mardin bölgesinde pek çoktu. Bu gün yalnız Kesra Kenco olarak bilenen şato tam olarak muhafaza edilmektedir. 

              Mardin - Urfa yolunun 67. km' sinden sola ayrılan 1 km sonra Kesra Kenco'ya ulaşılır.Kesr hicri 1120-miladi 1705'te inşa edildiği ve hicri 1320-miladi 1905 yılında Hüsén'é Kenco tarafından yenilendiğini kapı üzerindeki hitabeden anlaşılmaktadır. Kesr 300 m çevresinde etrafı dört köşe surla çevrilerek müstahkem bir kale şeklinde inşa edilmiştir.Kesr'ı çevreleyen surun kalınlığı 80-90 cm dir. Şatonun dört köşesine dışardan gelecek olan tehlikeleri gözlemlemek amacıyla birer gözetleme kulesi inşa edilmiştir. Kuzey ve batıda olmak üzere iki kapısı vardır. 

              Esas bina dört katlı tonus usulü taşla inşa edilmiştir. Odalar genellikle tonuslu sütunlar üzerinde yarım kavisli kemerlerle tavana, bu kemerler üzerine birer iç kubbe halinde toplanarak her dört hattın üstü kesme taşlarla dam örtülüdür.  Dam kısmının dört yönünde birer gözetleme kuleleri vardır.Dört katın duvarlarına ve damın üzerindeki 1.5 -2 m'lik ihate duvarının etrafına yarım metre de bir mazgal deliği konulmuştur.Müdafaa için tedbirler alınmış, kesr'ın 2.katında bugün kiler olarak kullanılan ve ifadelere göre, eskiden cami olduğu bildirilen bir odanın kapı kısmı da dahil, yan pervazeler siyah bazalt taşından yekpare olarak çıkarılmıştır. Üst kısmına konan yekpare bir taş üzerine bir iki satır eski roma çivi yazısı görülmüştür. 

              Kapı 30 cm kalınlığındadır. Kapının taştan olmasına rağmen o kadar kolaylıkla açılıp kapanıyor ki, bir insan tek parmağı ile hareket ettirebiliyor. İfadelere göre,bu taş kesr'ın doğusunda ve 3 km uzağında bulunan kerküşti harabelerinden çıkarılarak getirilmiş ve buraya yerleştirilmiştir. Taş kapı eski roma kiliselerinin kapılarından bir tanesidir.

              Kesinlikle görülmesi gereken yerlerin listesinde olmalı.


DERİNSU MAĞARASI

          Derinsu   Köyü'nde bulunan mağaranın doğal bir yapısı bulunmaktadır. Ovuk kısmı doğal olaylar sonucu oluşan mağaranın nasıl ve ne kadar sürede şimdiki şeklini aldığı bilinmemektedir. Mağaranın içindeki göl şeklindeki su, akarsu oluşturarak çeltik tarlalarına akar. Gölün genişliği 13, uzunluğu da yaklaşık 30 M dır. Mağaranın tavanının ortasında bulunan bir yarıktan ikinci bir mağaraya geçilir. Üsteki mağara daha önce köylüler tarafından soğuk hava deposu olarak kullanılmakta iken, zamanla teknolojik gelişmelerin kolaylıklarına alışan köylüler tarafından bu amaçla kullanılmamaktadır. 

            Mağaradan çıkan su yazın çok düşük sıcaklık derecesine sahip olduğundan İçecek ve bazı yiyeceklerin soğutulmasında , sıcak havalarda buharlaşan suyun soğuk neminden insanlar mağarada dinlenerek adeta doğal bir klima serinliği şeklinde faydalanmaktadırlar.

            Nasıl Gidilir: Derinsu  Köyü Derik ilçe merkezinin batısında yer alıp,  24 Km uzaklıktadır.

            Derinsu Mağarası Derik'in mutlaka görülmesi gereken doğal güzelliklerinden biridir.
           
            Ola ki sıcak bir yaz günü yolunuz Derinsu Köyüne düşerse ve sıcaktan bunalmış bir halde iseniz,  anlatıklarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ve doğanın insanlara ne kadar özveride bulunduğunu göreceksiniz

HANUK MAĞARASI 

            Çukursu   Köyü'nde bulunan mağara. Mağara çökme sonucu oluşmuş yaklaşık 100 metrelik bir çukurun dibinde bulunmaktadır. İçinde muazzam bir su kaynağı barındırmaktadır. Buradan sağlanan su ile Viranşehir ve Derik'e bağlı Köylerin içme suyu ihtiyacı karşılanmaktadır.

               Nasıl Gidilir: Derik'e 22 Km mesafede bulunan Çukursu Köyü'ne gidilerek mağara görülebilir.

               Günün birinde  yolunuz Çukursu Köyüne düşerse doğanın nekadar harikalar yaratığına gözleriniz şahit olacaktır.



BİLHAYR MEMBASI

           Derik ilçesinin kuzeyinde yer alan memba, Derik Diyarbakır karayolu üzerindedir.Derik'ten yaklaşık 3 km. uzaklıkta bulunan memba dağ eteğinde bulunmaktadır. Varlığı çok eski zamanlara dayanan membadan insanlar çok az oranda faydalanmaktadır. Genellikle membadan hayvanların su ihtiyacını karşılayan çobanların uğrak yeridir. Derik'teki tüm su kaynakları arasında en soğuk su kaynaklarının başında yer alır. Yanında bulunan dut ağacının altında dinlenmek insana huzur verir. Kendinizi doğa ile kucaklaşmış hissedersiniz. Membaaya  gitmek için biraz zahmete katlanmanız lazım. Karayolundan yaklaşık 2.5 - 3 km. çok fazla eğimli dağ eteğinde yol almanız gerekir. Doğa ile iç içe bir kaç saat yaşamak isterseniz inanın yorulduğunuza değdiğini göreceksiniz.



TELBİSİM HARABELERİ 

                 Derik İlçesinin 3 Km güneyinde Mardin karayolu üzerinde yaklaşık 180 haneli bir köydür. Türkçe ismi Tepebağdır. Köy Kaletepesi eteklerinde kurulmuştur. Bu tepe üzerinde 300-400 Metrelik bir sahada İç kale kalıntısı mevcuttur. Bu kalıntıların mimari tarzından, kalenin Bizanslılara ait olduğu anlaşilmaktadır.

                Dış surları izleri ise güneyde kuru çay, batıda Anbartepe, kuzeyde Gap bahçelerini ve doğuda Kasrı Nebi'yi içine alarak doğuda gün mahallesinin dışından geçerek güneyde kuruçayda birleşir. Dış surlar 2000 Metre uzunluğunda olup, eski Tılbısım Şehri'ni içine aldığı anlaşılmaktadır. Gerek Kale, gerkse de Şehir içme su ihtiyacını kışın Gap suyundan, yazın ise kuyu ve sarnıçlardan sağlamakta idi.

                Hacılar Mahallesindeki kalıntılardan şehrin güney tarafının tamamen saraylarla çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Bugün bile bazı evlerin içinde Bizans devrinden kalma renkli mozaikler bulunmaktadır. Bugun şehir harabesi ve dış surların kalıntısı tamamen yok olmuş durumdadır.


FİTTAR HARABELERİ

          Derik ilçesinin bugünkü adıyla Pınarcık (Fıtné) Köyünde bulunmaktadır. Harabeler ilçenin 13 km kuzeybatı yönündedir. Kuzeyden güneye doğru uzayan,gittikçe genişleyen bir vadi içinde 1 km uzunluğunda, 500 m genişliğinde büyük bir şehir kalıntısı vardır.

            Harabeler arasında saray,kilise ve bir çok bina kalıntıları halen mevcudiyetini muhafaza etmektedir.Bilhassa büyük kilise harabesini gösteren tarafta üzerinde haç işaretleri bulunan büyük yekpare taşların maharetle yerleştirilmesi ve insan gücü üzerinde yapılan inşaatlarda kullanılan taşlar üst üste yerleştirilmesi ve bu şekilde birbirlerine kaynatılmış gibi yekpare taşlarla büyük binaların meydana getirilmesi görülmeye değer bir durum arz etmektedir.

            Bu şekilde yapı ve mimari tarzını ancak Bizans (roma) stillerinde görüldüğü ve fittar şehrininde Bizans (roma) devrinden kalma bir harabelik olduğu sanılmaktadır. Fittar şehride gerek doğa gerekse define avcıları ve hırsızları karşısında boyun eğmiş ve harabe adı ile anılır olmuştur.

       Tarih ile ilgilenenlerin görülmeye değer yerler listesine Fitnê Harabelerine eklemelerini tavsiye ederiz.


DERİK ZEYTİNİ (HALHALİ ZEYTİNİ)
             Güneydoğu Anadolu’nun Mardin İlinin Derik İlçesinde her ne kadar Karasal İklim hüküm sürmekte ise de İlçemizde   Mikro Kilima Akdeniz İklimi özelliğinde bir iklime sahiptir.
            Bu nedenle ilçemizde hem mono kültür ve hem de poli kültür tarımı yapılmaktadır.
            İlçemizde yetişen meyve çeşitleri (Nar,İncir,Kiraz,Badem,Ceviz ve zeytin dir.)İlçemizde zeytincilik potansiyeli çok yüksektir.
            MEVCUT ZEYTİN DURUMU :
            Zeytinliklerin toplam kapladığı alan   : 681 Hektardır.
            Meyve veren yetişkin ağaç sayısı      : 107000 Adet Ağaç.
            Meyve vermeyen yaştaki ağaç sayısı : 8500 Adet Ağaç
                                                    TOPLAM  : 115500 Adet Ağaç.
            V E R İ M                                     :
            Ağaç başı ortalama verim                 : 5 Kğ.
            Üretim Ortalama Verim                    : 335 Ton. 
           PAZAR DURUMU                      : 
            Derik’te yetişen zeytinlerin çoğunluğu halıhalı dediğimiz yerli bir çeşit olup ,şekli oval ve yağlı bir çeşittir.Yeşil iken hasat edilip sofralık olarak tükenmektedir.Derik Merkez komşu İl ve İlçelerde rahatlıkla Pazar bulmaktadır.Pazar sorunu yoktur.
           EKONOMİK DURUM                 : 
            İlçemizde yaklaşık 500-600 civarında bir aile kitlesi geçimini zeytincilikle sağlamaktadır.
            
           SONUÇ                                          :
            İlçemizde şu anda 115500 Adet Zeytin ağacı mevcut olup,her sene Özel İdare katkısıyla 2000 adet yeni fidan dikimi sağlanmaktadır.Ayrıca fidanlıklardan sağladığımız fidanlarla çiftçilerimizin öz kaynağıyla da  ortalama her yıl 2500 civarında yeni zeytin fidanı dikilmektedir.Ortalama her yıl mevcut duruma göre %4,5 oranında yeni zeytin fidan dikimi sağlanmaktadır.
HALHALİ ZEYTİNİNİN
TEKNİK ÖZELLİKLERİ

A-:ADI VE SİNONİMİ
:
Halhali
B-:ORJİNİ:Mardin İlinin Derik İlçesi
C-:COĞRAFİ DURUMU:Hatay,Gaziantep,Kahramanmaraş, Mardin,Şanlıurfa
D-:MORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ  
     
  AĞAÇ  
 1-Kuvveti:Orta
 2-Habitüsü:Orta büyüklükte, yuvarlak bir taç meydana getirir.
     
  MEYVE  
 1-Büyüklüğü:Orta
 2-Şekli:Yuvarlağa yakın oval
 3-Yeşil Meyve Rengi:Puslu, açık yeşil
 4-Olgun Meyve Rengi:Koyu vişne, siyah
 5-1 Kg.daki meyve sayısı:260 - 270
 6-% Et Oranı:82.79
 7-% Yağ Oranı:21.11 - 33
     
  ÇEKİRDEK  
 1-Büyüklüğü:Ortadan biraz iri
 2-Meyvedeki %çekirdek:17.21
     
E- MORFOLOJİK ÖZELLİKLER  
 1-Gelişme Kuvveti:Orta Düzeyde
 2-Verimi:Orta
 3-Periyodisite Durumu:Kuvvetli Periyodisite Gösterir.
 4-Çiçeklenme Dönemi:10 Mayıs - 3 Haziran
 5-Döllenme Dönemi:........................
 6-Meyve Bağlama Dönemi
:
15 Mayıs - 5 Haziran
 7-Yeşil Olum Dönemi
:
Ekim Ayının İkinci Yarısı
 8-Siyah Olum Dönemi
:
Geç Kararan Bir Çeşittir. Mevsim gelişimine Göre Kasım Ayının Son Hafatası ile Aralık Ayının İlk Haftasıda Siyah Oluma Ulaşır.
 9-Üretilme Şekli
:
Yeşil Çeliklerin Köklendirilmesi ( Oranı Çok Yüksek Değildir. ) ile Üretilsede Aşı ile Üretimde Başarı Oranı Daha Yüksektir.
 10-Etmenlere Karşı Duyarlılığı
:
Soğuğa Karşı Aşırı Duyarlı Değildir.
     
F- ÖNEMİ
:
1990 - 1991 Yılları arasında yapılan anket çalışmalarında coğrafi dağılım içerisinde Halhali Çeşidinin tahminen 2.000.000 adet ağaç olduğu ortaya çıkmıştır. Derik'teki potansiyel ise istatistiki bilgilere göre 130.000 ağaç civarındadır.
     
G- ÜRÜNÜN DEĞERLENDİRİLMESİ
:
Ürünün büyük bir kısmı yeşil olum döneminde hasat edilmektedir. Hasat edilen yeşil zeytinler kırma tipinde işlenmekte bölgede tüketilmekte,bir kısmı ise komşu Arap ülkelerine ihraç edilmektedir. Ayrıca Siyah Olum Döneminde toplanan ürün siyah sofralık veya yağlık olarak değerlendirilmektedir.


KÜLEBE MEMBASI 

             Külebe Membası ilçen merkezinin kuzeyinde yer almaktadır. Külebe Membası Derik'in içme suyunu sağlayan en eski su kaynağıdır. İçme suyu kaynağı olmanın yanında bir çok bahçenin de sulama suyu kaynağıdır. Külebe Membasının suyunun uygun sertlik derecesiyle ve zengin mineral maddelerle tuzlar sayesinde içimine doyum olmaz. 

                İlçede resmi olmasada kuzeydeki mahalleye adını vermiş olan memba, eskiden genç kızların ve erkeklerin birbirini görüp, beğendikleri ve buluştukları ender yerlerden biriydi. Bugün Külebe Membasının suyunun yüzeye çıktığı yer, betorname yapılarak düzenlenmiş ve yeni bir çehreye kavuşmuştur. Külebe Membası Derik'te mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir.



            

2 yorum:

  1. Goktas koyuKevirsin) deki muhtesem kevin ,Gola ve kela mira harabelikleri ve kaya mezarlari daha niceleri bunlarida yazin net bilgi icin bana eposta atabilirsniz Habib kevirsin

    YanıtlaSil
  2. Altin arayanlarin ugrak yeridir

    YanıtlaSil